Çocuklarda Sorumluluk Duygusunun Gelişimi

            Her anne baba çocuğunun sorumluluk sahibi olmasını ister. Odasını toplasın, temizliğine dikkat etsin, ödevlerini zamanında ve tek başına yapsın, ders notları iyi olsun, ev işlerine yardımcı olsun, başkalarına karşı saygılı olsun, yaptığı davranışların arkasında dursun, hatalarını kabul edip, düzeltsin ister… Ve bu liste uzar gider…

Ancak çocuklar doğarken sorumluluk sahibi bireyler olarak dünyaya gelmezler. Çocuğa kazandırılan pek çok davranış gibi sorumluluk duygusu da bebeklik ve çocukluk döneminden itibaren öğrenilir.

Sorumluluk ve kişilik birbirini tamamlayan iki özelliktir. Kişilik sahibi olunmadan sorumluluk sahibi olunması çok zordur. Kişilik sahibi olmak demek; söz sahibi olmak, kendi başına karar verebilmek, istemediği bir teklifle karşılaştığında “hayır” diyebilmek, adam yerine konmak, özsaygısı olmak, sevildiğini ve önemsendiğini bilmek demektir.

 

Elbette bunun için öncelikle aile içerisinde çocuğa karşı takınılan tavır, aile içi iletişim ve kurulan ilişkilerin niteliği oldukça önemlidir.

 

Peki neden bazı çocuklarda sorumluluk duygusu gelişmez? Çünkü anne babalar; “Çocuktur anlamaz, biz onun adına doğru olanı yapıyoruz” diyerek, çocuğun bütün sorumluluklarını üzerlerine alırlar. Yemeğinden, giyimine, ev ödevlerine, hobi ve arkadaş seçimine kadar çocuk adına her şeye anne-baba karar verir. Böyle bir durum karşısında bir süre sonra çocuk kendi arzu ve beklentilerinin de ne olduğunu bilemez ve bir süre sonra sahte bir kendilik geliştirmeye başlar.

 

Ebeveynler, çocuklarının bir an önce büyümesini, kendine yetebilecek duruma gelmesini, bağımsız ve üretken bir birey olmasını isterler. Çoğu anne-baba, “Çocuğum kendi ayakları üzerinde dursun bana yeter” der. Bu isteklerinde çok da haklıdırlar. Çünkü kendi ayakları üzerinde durabilen çocuk artık bağımsızlığına doğru adım atmıştır. Bundan sonra çocuğun tek başına iş yapabilmesi için ona bu olanağın verilmesi gerekir. Çocuğun kendi kendine oyun oynaması veya ödevini yapması; ihmal edildiği ya da ilgisiz bırakıldığı anlamına gelmez. Sürekli ebeveyn desteği alan bir çocuk anne-baba yardımı olmadan ödevlerini yapamaz. Sürekli onların kontrolünde ders çalışır. Nerede nasıl davranması gerektiği konusunda kararsız olur, ne giyeceği konusunda bile tedirgindir. Okulda öğretmeninden “aferin” ya da “yıldız” aldığı zaman, eve gelir gelmez anne ve babasına aldığı “aferin” ya da “yıldız” ı haber verir ve onları sevindirir. Çünkü alınan bu ödüller kendisine ait değil, anne babasına aittir. Güdümlü bir kişiliği olan çocuklar, ders çalışma alışkanlığı kazanamadıkları gibi, aldıkları başarılardan da zevk duymazlar. Başarı gibi görünen bütün çabaları, anne babalarını mutlu etmek, onların sevgisini ve desteğini kaybetmemek içindir. Bu sevgi ve desteği kaybetmekten çok korktukları için üzülürler.

 

İşte her ihtiyacı anne ve babası tarafından karşılanan, sürekli olarak neyi, nerede ve nasıl yapacağı kendisine hatırlatılan, yanlış yaptığında açıklama fırsatı verilmeden azarlanan ve kınanan çocuklar gölge bir kişiliğe sahiptirler. Anne babaya danışmadan bir iş yapamazlar, kendilerine hiç güvenmezler, karşılaştıkları en basit nitelikteki bir problemi bile tek başlarına çözmekte güçlük çekerler. Maalesef bütün ebeveynler, çocuklarının bu tür özelliklere sahip olmalarından çok ama çok korkarlar. Oysa bir kez daha hatırlatmakta fayda vardır ki; o da çocuklarımızın bütün yönleriyle bizlere ayna tuttukları bir dönemde olduğumuz…

 

Nasıl Sorumluluk Kazandırabilirsiniz?

 

Sorumluluk eğitimi, erken çocukluk dönemlerinden itibaren başlayarak, çocuğun yaşına, cinsiyetine ve gelişim düzeyine uygun görevler vermekle başlar. Döke saça da olsa, çocuğun çorbasını kendi başına içmesine fırsat vermek, oyuncaklarını toplamasını bekleyebilmek, kendi odasında, kendi yatağında yatmasına ortam hazırlamak, yaşına ve cinsiyetine göre aileye ait görevlerde onun yardımını beklemek, “sorumluluk kazanma” konusunda çocuğunuzu cesaretlendirecektir. Böylece kendine olan güveninde de bir artış olacaktır. Çocuğa sorumluluk vermek, kişilik gelişimini olumlu yönde etkileyen ve hızlandıran önemli bir unsurdur.  Kendisine uygun seviyelerde verilecek küçük sorumluluklar, çocuğun sadece kendine olan benlik algısını olumluya çevirmekle kalmaz, paylaşma ve başarma duygularını da tatmin eder.

Sorumluluk duygusunun yerleşmesi özellikle anne babanın sorumluluk bilinci içinde rollerini yerine getirmesiyle mümkündür. Öncelikle kendi sorumluluklarınızı yerine getirme konusunda hassas davranın ki iyi bir model olabilesiniz.

Çocuğunuzun seçim yapmasına izin verin. Düşüncelerine değer verdiğinizi ona hissettirin.

Onun adına düşünmek yerine, kendi başına düşünmesini ve problem çözme becerisini geliştirmesini sağlayın. Sorunu çözmek yerine, kendi sorununu çözmesi için ona fırsat verin.

Çocuğunuzun kendi kendine yetebilen bir birey olmasını istiyorsanız, görev ve sorumluluklarıyla onu baş başa bırakın.

Onunla sürekli aynı ortamı paylaşmak yerine, onu desteklediğinizi ve gerektiğinde kesinlikle yardıma hazır olduğunuzu net bir şekilde ifade edin.

Yaşına uygun olarak vereceğiniz sorumlulukları yerine getiren çocuğunuzu mutlaka ödüllendirin. Özellikle ilgi, sevgi, onay ve ona ayıracağınız nitelikle zamanla.

Paylaşmak güzeldir:
Yazan:

Psikolog